İngilizce MUCH, MORE,MANY Konu Anlatımı

COMPARATIVE AND SUPERLATIVE WITH QUANTIFIERS - Miktar Belirleyicilerin karşılaştırma ve Üstünlük belirtirken kullanımı

Much ve many'nin comparative biçimi more, superlative biçimi most'dur.

I expect more members will be present at this meeting than were at the previous one.

Bu toplantıda bir önceki toplantıdan daha fazla üye bulunmasını bekliyoruz.

The government should spend more money on the housing problem.

Hükümet,konut sorunu üzerinde daha fazla para harcımalıdır.

Few düzenlidir ve fewer, fewest biçiminde çekimlenir. Little ise less ve least biçiminde çekimlenir.

Fewer tourists are expected this year because of the terrorist attacks in the seaside resorts.

Bu yıl sahil şeridindeki terör saldırıları nedeniyle turist sayısının az olması bekleniyor.

Of all my students, Filiz made the fewest mistakes in the exam.

Tüm öğrencilerimin arasında Filiz sınavdaki en az hatayı yaptı.

There would be less pollution if the government imposed some regulations on the factories.

Hükümet fabrikalara bazı düzenlemeler getirse , daha az kirlilik olurdu.

Daha önce, sıfat ve zarflarda karşılaştırma yaparken, karşılaştırmanın derecesini artırmak için much, azaltmak için a little kullanıldığını görmüştük.

Bu derecelendirmeyi isimlere ilişkin yaparken, ismin sayılabilir ya da sayılamaz olduğuna dikkat etmemiz gerekir. Sayılabilir isimlerle a few more/many more; sayılamaz isimlerle a little more/much more kullanabiliriz.

She is more hardworking than me.

O benden daha çalışkandır.

She is a little more hardworking/much more hardworking than me.

Benden biraz daha çalışkan/benden çok daha fazla çalışkandır.

I have bought some books on this subject, but I need a few more (books),

Bu konu hakkında birkaç kitap aldım ama birkaç kitaba daha ihtiyacım var.

I don't think this money will be enough to buy that shirt. I need a little more money,

Bu paranın bu tişörtü almaya yeteceğini sanmıyorum ,biraz daha paraya ihtiyacım var

Some people have become unemployed since the economic crisis, but we fear that many more people will lose their jobs if the situation doesn't improve.

Ekonomik krizden bu yana bazı insanlar işsiz hale geldi,Ancak durum düzelmezse daha pek çok insanın işini kaybetmesinden endişeliyiz.

There will be much more pollution if we continue to be indifferent to the problem,

Soruna kayıtsız olmaya devam edersek çok daha fazla kirlilik olacaktır,

Any more, some more, no more gibi sözcüklerin kullanımına dikkat ediniz. Anymore'un bir anlamı da "artık" demektir. Bir eylemi geçmişte yaptığımızı ama artık yapmadığımızı ifade etmek için any longer ile aynı anlamda kullanabiliriz. Her ikisi de olumsuz cümlede kullanılır.

We don't have any money, (hiç yok)

We don't have any more money. = We have no more money. ,

Hiç paramız yok.

Daha fazla paramız yok. Vardı, bitti.

Can I have some rice, please?

Can I have some more rice, please?

Biraz pilav alabilir miyim?

Biraz daha pilav alabilir miyim?

Do you have any books on this subject?

Do you have any more books on this subject other than these?

Bu konuda bir hiç kitap var mı?

Bu konuda bunların dışında, başka kitaplarınız var mı?

Olumsuz fill + any longer yerine olumlu fill + no longer kullanabiliriz. (No more, bu şekilde fiillerle kullanılmaz; isimlerle kullanılır: no more tears, no more food, etc.)

She used to be interested in football, but she isn't interested in it any more/any longer.

Eskiden futbolla ilgilenirdi., ama artık ilgilenmiyor

They used to live in Ankara, but they don't live there any more/any longer.

Eskiden Ankara'da yaşarlardı., ancak orada yaşamıyorlar.

She used to smoke a lot, but she doesn't smoke any more/any longer.

Çok içki içerdi ama artık fazla sigara içmiyor.

No longer, yardımcı fiil bulunan cümlelerde, yardımcı fiilden sonra gelir.

She no longer smokes.

Artık sigara içmiyor.

She isn't interested in music any more/any longer.

Artık müzikle ilgilenmiyor

She is no longer interested in music.

Artık müzikle ilgilenmiyor.