CÜMLEYİ TEMSİL EDEN EKLER
Written by İngilizce Öğretmeni
"SO" and "NOT" REPRESENTING a THAT-CLAUSE CÜMLEYİ TEMSİL EDEN EKLER
A) Believe, expect, suppose, think, hope gibi fiillerden sonra ve I'm afraid, It seems/appears gibi yapılardan sonra bir that-clause yerine, olumlu bir anlam icin "so", olumsuz bir anlam icin "not" kullanılır. "So" ve "not" m bu kullanımı cumleyi tekrar etmekten kacınmak icindir.
- I think that party will win the election. so (I think so.) |
Sanırım o parti seçimi kazanacak. Bence de öyle, |
- Do you think the teacher will postpone the exam? - I hope that she will postpone the exam. So(Ihope so.) |
Öğretmenin sınavı erteleyeceğini düşünüyor musun? Umarım sınavı erteler. Öyle umuyorum. |
That-clause olumlu ise onun yerine "so" getirebiliriz.
I expect so/I believe so/I'm afraid so/It seems so, etc. |
Öyle bekliyorum,öyle inanıyorum,korkarım öyle,öyle görünüyor, |
That-clause olumsuz ise onun yerine "not" getirebiliriz. Fakat "think' fiili ile olumsuzluğu ancak fiilin kendisini olumsuz yaparak vurgulayabiliriz.
- Will that party win the election? |
Seçimi kim kazanacak? |
- I don't think that party will win the election. so (Idon't think so.) |
Ben bu partinin seçimi kazanacağını düşünmüyorum. |
"Expect", "suppose" ve "believe" fiillerini iki sekilde kullanabiliriz.
- Has your brother found a solution?
- I don't expect/suppose/believe that he has found a solution. so (I don't expect so/I don't suppose so/I don't believe so.) |
Kardeşin bir çözüm buldu mu?
Onun bir çözüm bulmasını beklemiyorum. |
- Has your brother found a solution?
- I expect/suppose/believe that he hasn't found a solution. not (Iexpect not/1 suppose not/1 believe not.) |
Kardeşin bir çözüm buldu mu?
Onun bir çözüm bulmamasını beklemiyorum |
"It appears/seems" yapısını "It doesn't seem/appear so" biciminde olumsuz yapabiliriz.
- Will she be able to pass the exam?
- It doesn't seem/appear that she'll be able to pass the exam. So(It doesn 't seem/ appear so.) |
Sınavı geçebilecek mi?
Sınavı geçmesi mümkün gözükmiyor.
Öyle görünüyor. |
"Hope" ve "be afraid", "that-clause"un yerine "not" alır.
- Is she coming with us?
- I hope that she isn't coming with us. Not(I hope not) |
O bizimle mi geliyor?
Umarım bizimle gelmiyordur. Gelmemesini umuyorum. |
- Have you been able to find tickets for the game?
- I'm afraid I haven't been able to find tickets for the game. Not(I'm afraid not |
Oyun için bilet bulabildin mi?
Korkarım oyun için bilet bulamadım.
Korkarımki bulamadım. |
B) Bu yapılan kullanarak yanıt verirken bize yoneltilen sorunun yapısına dikkat etmeliyiz. Olumlu anlam tasıyan "tag-question"a onaylayıcı yanıt vermek istersek "so", olumsuz anlam
tasıyan soruyu onaylıyorsak, "not" kullanabiliriz.
- They can lend us some money, can't they?
- I think so/ I hope so/ I suppose so. |
Onlar bize biraz borç para verebilir ? Veremezler mi? Öyle düşünüyorum, Öyle umarım, |
- She won't be late for the appointment, will she?
- No, I don't think so/ 1 hope not/ I suppose not. |
Randevu için geçikmeyecek değil mi?
Sanmıyorum, Umarım gecikmez. |
- She won't be able to come with us, will she? - I'm afraid not. |
O bizimle gelemeyebilir mi? Korkarım ki hayır |
- She inherited a large sum from her father, didn't she? - Yes, I think so. |
Babasından büyük bir meblağ sahibi oldu ? değil mi ? Evet Sanırım öyle. |
Bir soru sozcuğu ile baslayan sorulara bu yapıları kullanarak yanıt veremeyiz. Cunku bu sorular, acıklama ya da bilgi isteyen sorulardır.
- How much money did she inherit from her father? - A large sum. |
Ne kadar çok para miras kaldı babasından? Büyük bir meblağ |
Yardımcı fiille baslayan sorulara bu yapılan kullanarak yanıt verebiliriz. Bu yanıt, vermek istediğimiz anlama gore olumlu ya da olumsuz olabilir.
- Is she satisfied with her salary? - I think so. (eğer memnun olduğunu dusunuyorsak) |
Maaşından memnun mu_?
Sanırım öyle |
- Is she satisfied with her salary? - I don't think so. (eğer memnun olmadığını dusunuyorsak) |
Maaşından memnun mu_?
Hayır değil. |
- Do we have to return our assignments tomorrow? - Im afraid so. (eğer odevlerimizi yarın teslim etmek zorundaysak) |
Yarın ödevlerimizi teslim etmek zorundamıyız?
Korkarım öyle |
- Will you get a raise in your salary soon? - Tm afraid not. (eğer yakında zam almayacağımızı dusunuyorsak) |
Yakında maaşına zam gelecek mi?
Korkarım ki hayır. |
c) "So" nun bu iki kullanımı dısında (So do J, So is my husband, etc. I think so, 1 don' think so, etc.) iki kullanımı daha vardır.
1. Eğer "do" fiili, daha onceki cumlede gecen bir fiilin yerine kullanılıyorsa, "do" nun nesnesi olarak "so" kullanılır.
l haven't ironed your shirt yet, but I will do so after breakfast. |
Henüz t shirtünü ütülemedim ama kahvaltıdan sonra ütüleyeceğim. |
2. So + subject + verb kalıbı, karsımızdakinin soylediği sozu onayladığımız anlamını
- It was cold yesterday. - So it was. ( |
Dün hava soğuktu. Evet, oyleydi. |
- It will be hard work. - So it will. |
Zor iş olacak. Evet, oyle olacak. |
- I hear that you have graduated from school. That means you can start working immediately. - So it does. I've started to look for a job already. |
Okuldan mezun olduğunu duydum. Bu demek oluyor hemen çalışmaya başlayacaksın. (Evet, oyle. Is aramaya basladım zaten. |